doğumgünü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
doğumgünü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ocak 2018 Perşembe

Bugün Benim Doğum Günüm Gördün mü Bak 36 Oldum!

Herkese mutlu günler.. Bugün benim doğum günüm. Yolun yarısını bir geçti artık. 36 yaşında oldum, bekarım yarışmacılara başarılar :)  Ne anladın 36 oldun da diyenlere cevabım; hava çok soğuk değil aslında sadece sevdiklerimiz uzakta.. olurdu..

Ben annemi, babamı, anneannemi özledim o kadar, sanırım yaşım 70 de olsa bir gün bu hep aynı olacak. Ama hayat bazen istediklerimizi vermiyor malesef, ne kadar isyan etsekte sevdiklerimiz erken gidebiliyor aramızdan, hayatımda bu yaşıma kadar öğrendiğim şeylerden en büyüğü bu. O yüzden kıymet bilmek gerekiyor, değer bilmek gerekiyor yaşarken. Gidenler gelmiyor geri.. Ben şanslıyım ki ailemi çok sevdim, onlara çok değer verdim, onlarda beni çok sevdiler, herşeyi yaptılar, ben de elimden geleni yapmaya çalıştım, inşallah onlara gerçekten layık bir evlat olurum bir gün.. Dualarım ve rüyalarım var benim onlara ulaşabildiğim.. Resimlerimize bakıp konuştuğum ve cevaplarını tahmin ettiğim..


Bu fotoğrafta bence hayatımın en mutlu olduğum anlarımdan. Annem var yanımda çünkü, çikolatalı pastam var :) ve sobamız var. Anılarım var, çocukluğum var.. O sobalı evde ne de mutluymuşum, mutluymuşuz.. 

36 yaşımda dostluk konusunda aşk konusunda anladıklarıma gelecek olursam; aman bana uzak olun.. mümkünse..  (aman ilellah yallah..)

Saftım, salaktım diyebilirim artık belki de hala salağımdır bilinmez. Ama bu kadar mı saftirik olunur derseniz 'evet' olunabilir denecek türden insanlardanım bazı bazı, bazı huylar geçmiyor yıllar geçsede. Ama daha akıllı olmayı öğrenmeye çalışıyorum, daha tahammüllü olmayı daha az sinirlenmeyi, daha çok bazı şeyleri kafamı takmamayı. Geçmişi düşünmemeyi ana odaklanmayı başarmaya çalışıyorum. Hatalarımdan dersler çıkarmayı, olgunlaşıyor muyum yoksa nedir? Bana nasıl davranılırsa artık öyle davranıyorum insanlara bu bence iyi bir özellik sizde deneyin. Etrafımda kötü niyetli ve kötülük düşünen insanları gördüğümde kendi cehennemlerinde bırakıyorum, hayatımdan uzak tutuyorum. İnanın ki kendi cehennemlerinde yanıyorlar (kesin bilgi),  bunu tavsiye ederim. Pozitif olmayan, negatifliği ile sizi tüketen, sürekli kendi çıkarlarını düşünen,sizi aşağılamaya çalışan, sizi kullanan, kullanmaya çalışan, insan olduğunu unutmuş insan görünümlüleri,  sizi aptal yerine koyan, iyi günde de kötü günde de yanınızda olmayan insanları, üzerinize basmak isteyen insanları hayatınızdan def edin gitsin. Huzur bu çünkü, kimsenin kimseyi mutsuz etmeye hakkı yok. Kimseye bu hakkı vermeyin, ben kendi hayatımda bunu uyguluyorum kimse beni mutsuz ve huzursuz edemez, buna izin vermiyorum. Çünkü bu hayat benim hayatım, mutlu olmak istiyorum. İnşallah ömrüm yeterse güzel günler yaşayacağım, ideallerim, hayallerim, hedeflerim var..  hayallerimin, hayallerimizin bir gün gerçek olması umudu ile yazıma son verirken; yaş önemli değil, mühim olan o yaşa kadar onunla ne yaptığın? diyorum.. :)






17 Ocak 2017 Salı

Yaş 35 Yolun Yarısı Eder!


İlham bir anda gelir, yazamam diyordum, yaz blogunda diyordun ya hani.. tüm olup biteni yaz oradan okusun. Şimdi okuyor musun bunları bilmem ama gerçi sana değil yazdıklarım, kendim için.. ama yine aklıma geldin sayın dostum..

Bir arkadaşım yazmıştı epey bir zaman önce iletisine; 'ne zaman anne ve babası ile fotoğraflarını paylaşanlarını görsem vallahi billahi de kıskanıyorum sizi' diye. 


Bende aile fotoğrafı paylaşanları kıskanıyorum; İTİRAF EDİYORUM! işte!! Çocukları yan yana ve eşi yanında hani, içten içe kıskanıyorum onları. Niye biliyor musun? Çünkü birbirini seven iki insanın birbirini bulması zor, seven insanı bulmak zor ve o zor anların yani sevgi dolu anların kıymetini bilmiyormuş gibi geliyorsunuz bana. Keşke daha da sarılsanız birbirinize keşke daha da çok sevseniz birbirinizi diyesim geliyor, ben yaşayamadım o anları hiç bir zaman, keşke benim yerime de yaşasanıza daha çok, daha içten, daha kıymetini bile bile diyorum içimden. 

Keşkeler içimden geçerken doğum sancılarım başlıyor birdenbire, bugün 35 yaşında olmuşum, hani yolun yarısı dediklerinden.. Yolun yarısı böyleyse kalanı nasıldır kimbilir? Annemin doğum saatime yaklaştıkça bana seneler sonra anlattıkları geliyor aklıma; 'hep dua ettim' diyor 'esmer bir kızım olsun kapkara olsun' diye, hani kar yağmış, sokağa çıkma yasağı varmış, taksiciler bile götüremezken yolda doğuyormuşum ya az kalsın..  Babam beni ilk gördüğünde o kadar sevinmiş ki; hemşireye yüklü bir bahşiş vermiş, anneme de kebaplar almış ilk sütüm kebap eşliğinde olmuş.. Mercimek mercimek bakan gözlerim varmış, hiç uyumazmışım geceleri, beni sallarlarmış babamla beraber uyku dolu gözleri ile, ben kara kara bakarmışım..  Bana 'karabiberim' diyen bir anneannem varmış,mış mış.. Bir varmış bir yokmuş sonra gerçekten kimse yokmuş. 


Çok yalnızmışım, hem de çok.. Dost bildiğim kimselerde yokmuş, dost sandığım çokmuş da gerçek dostum var mıymış ki? Hayal kırıklıkları birbirini kovalarken çok mu yeşilçam filmi öğrenmişim ki gerçek acıların yanında filmlerin bile acındıracak etkisi kalmamış..  Çok sevmişim çok özlemişim değmeyecek insanları, hakettiğinden fazla değer verip başımın tacı ettikten sonra da almışım ağzımın payını.. 

Bu yılbaşı gecesi pırıl pırıl yanan ışıklara bakarken annemi düşündüm. Yaşasın çok istedim olmadı. Hayatta istediğimiz şeylerin çoğu zaman olmadığını bir kez daha anladım. Onu çok özledim. Babamı çok özledim. Birini çok sevdim, o da beni en az onu sevdiğim kadar sevsin istedim olmadı..
Bu dünyada istesen de çoğu şeyin olmadığını bir kez daha anladım. Elimizden gelmeyecek şeylerin olduğunu, bu dünyada insanın başına her şeyin gelebileceğini, kaderimizde ki bazı şeyleri değiştiremeyeceğimizi bir kez daha gördüm. Bazen ne yapsakta olmaz, fayda etmez, bazı şeylere gücü yetmez insanın, başka bir şey vardır. O'nun elindedir bazı şeyler.

Olmamalıdır, ya da onun takdiri ile olmaktadır, elden bazen hiç bir şey gelmez. Zorlasan da, çok istesen de canını vermek istesen de o şey için yine de bir şey yapamazsın.. Yırt kendini yine de olmaz.. Sadece özlersin ve dua edersin.Umut edersin..yine de güzel şeylerin olacağını, çabalarsın..

Cahit Sıtkı Tarancı'nın şu dizeleri ile veda ederken;
'Yaş 35 yolun yarısı eder,
Neylersin ölüm herkesin başında. 
Uyudun uyanamadın olacak. 
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? 
Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında.'

iyi ki doğmuşum...

sıcacık ve samimi dünyanızda beni yaşatıp büyüttüğünüz için, benim ailem olduğunuz için binlerce kez teşekkür ediyorum, sizlere layık olmak dileğiyle..





18 Ocak 2014 Cumartesi

İyi ki Doğmuşum, Mutlu Yıllar Bana :))


Bugün benim doğum günüm :)) İyi ki doğmuşum :) İyi ki blogumu açmışım, sizleri tanımışım. Tüm dostlarımla, hayatımda karşılaştığım, çok sevdiğim insanlarla iyi ki karşılaşmışım diyorum, iyi ki hayatımdasınız :) Yolun yarısına 3 sayı kaldı :) Daha 30 yaşıma girmemi yazdığımı hatırlıyorum blogumda, seneler ne kadar çabuk geçiyor, göz açıp kapayana kadar hayat akıp gidiyor, önemli olan ne kadar sene yaşadığınız değil aslında önemli olan; yaşadığınız senelerde neler yaptınız hayatınızda? Risk aldınız mı mesela, kaybetmenin ne demek olduğunu yaşadınız mı, kaybedipte yine kazanmaya çalıştınız mı? Hayat size neler öğretti, kimbilir? Ama yine de hayata tutunmaya çalıştınız mı dört elle? Sevmekten vazgeçmediniz mi mesela? İnsanları, hayatı anlayabildiniz mi? Eee Biricit 32 oldun da ne oldu, neler hissediyorsun diye sorarsanız bana: 30 yaşıma girdiğimde gerçekten çok heyecanlanmıştım,acaba ne olacak hayatımda diye, hiç birşey olmadı :)) Ya da çok şeyler oldu belki de.. Şimdi pek heyecanlı değilim, büyüyor muyum acaba? Hayat size ne getirirse getirsin, yine de mutlu olun, çünkü hayat çok güzel,güzel insanları tanıdığınızda ve aileniz yanınızdaysa ve de sağlığınız yerindeyse; muhteşem bence.. 

Gördün mü bak 32 oldum!:)) Yaşlandım yaa.. :))

Biricit 32. yaş pastasını yemeye gitti :) Düğün pastasını ne zaman yiyecek acaba?:)

2 Aralık 2013 Pazartesi

Sevgilisiyle Görüşmek İstemeyen Erkekler,Evlilik,Doğum Günü, Çiçekler ve Depresyon


Kasımda aşk diye birşey yok ama aralıkta çok soğuk hava diye bir şey var diyerek yazıma başlıyorum, kar gelecekmiş yakında! Kardan da olsa adam göreceğiz bu da güzel!Sosyal mesajımı da yazımda belirttiğime göre yazıma başlayabilirim. Taksim'e hafta sonu bir sinirle, depresyonumuzdan kurtulmak için en yakın arkadasımla gitmeye karar verdik. Her yeri ıslak hamburger olarak gördüğüm nadir anlardan biriydi, çünkü Taksim'e ne zaman gitsem o ıslak hamburgerlerden yerim, her zaman şaşmaz bir kuralımdır. Ama depresyonda sanırım daha çok yiyesi geliyor insanın. Bir gün içinde depresyona girer mi insan girebiliyor, güzel baslayan bir sabah veya öğlen sonunda yine de girebiliyor insan birkaç saniye bile yetiyor. Kursa bile moral bozukluğu içinde gidip hicbirsey anlamadan hayalet gibi gittim ve geldim, kurstayken saat 3 gibi arkadasıma mesaj yazdım o da sağolsun sanırım ömürlük dostlarımdan, iş çıkışında bulustuk, moralinin en bozuk olduğu, ağlamak üzere olduğun anlarda yetişen dostlarının olması ne güzel bir şey..

İkimizde depresyondayız zaten birimiz çıkarken diğerimiz giriyoruz, nedeni ise karşımıza çıkan erkekler. Ya bir erkek neden kız arkadasıyla görüşmek istemez, zaten bir pazar izni var, hafta içi çalışmaktan çıkamıyor, cumartesi bile zar zor çıkabiliyor işten ama bir hafta görmediği kız arkadasını görmek yerine neden erkek arkadaslarıyla bulusmak ister bir erkek? Yani o kızı istemiyordur ya da hayatında baska birisi vardır. 


26 Nisan 2012 Perşembe

Çıtır Anneannemin Doğum Günü Bugün:)


Bugün ananemin doğum günü :)) 89 yaşında gencecik bi ananem var benim..
Bizden uzakta farklı bi şehirde demek isterdim ama farklı ülkelerdeyiz..O bi kez gitti oralara ve bi daha da dönemedi.
Bundan yıllar yıllar önce Almanya'ya gitmiş,sağlık sektöründe çalışıyor(fakat ilk mesleği postanede memurlukmus),tabii ben o zamanlar hayatta bile değildim.Çalıkuşu misali Almanya'ya ilk gidenlerden oraya gidiyor ama orda dil bilmez iz bilmez,bir hastaneye götürüyorlar burada çalışacaksın diyorlar,oda tamam diyor..
Orada ananem almanca bilmediği için hastane yemeklerini yapan alman kadınla iletişim kuramıyor,hatta o kadının torunu ananeme hakaret ediyorda ananem onu bile anlamıyor.Ama aklında tutuyor dedığı lafı kağıdada yazıyor,çarsıdan bır Almanca-Türkçe sözlük alıyor.Bakıyor ki küçücük cocuk ona Aptal Türk demiş.. Zaten yabancı memlekette,zaten vatan hasretınde,zaten yureğınde bellı acılarla oraya gıden ananem uzuluyor,ağlıyor..Ananem o sözlüğü elinden düşürmüyor hastanedede iki Türk görevliler, diğerlerinin hepsi Alman.
O sözle ilgili cümle kurmayı öğreniyor aradan bi 10gün gecıyor tabii.Torunu olan yemek yapan kadınla mutfakta karsılasıyor ve o kucuk cocuğa sensin aptalın almancasını soyluyor..Cocuk tabıı saskın..(ehh nede olsa benim ananem)
Sonrasında efenim benim o dil bilmeyen ananem almancayı hemen öğreniyor kursla değil o sözlükle ve kendi çabasıyla,yeni gelen Türklere bile tercümanlık yapmaya başlıyor..Derken ananem başhemşire oluyor o hastanede.Alman personeller onun alt kademesinde çalışıyorlar.
Derken gel zaman git zaman tabii o ara ben dunyaya gelıyorum..Diyorki o benım torunum değil o benim kızım ben ona bakacağım,okulunda,herseyınde ben masraflarını karsılayacağımki maddi acıdan beni büyütmenin çoğu sorumluluğunu o halletmıstır..Annemler bana iki isim koyuyolar diğer adım onun ismi.. Yaz tatıllerınde gelıyor Türkiye'ye..
zaman gecıyor ananem yaslanıyor,emeklı oluyor,Türkiye'ye kesın donus yapıyor ayy pardon yapamıyor,bir tır dolusu esya ile gümrükte kalakalıyor bizde bakakalıyoruz..
O zamankı kanunlarda burada Alman vatandası,Almanyada Türk vatandası ve geldığı gıbıde buraya yerlesemeden gerı dondu ananem..
3 ay uğrasıyor ıslemler ıcın vatanının toprağında kalmak ıcın,eee sen burdan değılsın dıyolar ve dönmemek üzere ananecim Almanyada tüm esyaları evını dağıtmıs halde tekrar topluyor baska bı hayat kuruyor orada..
Ananemin adını gururla taşıyorum,Bir Biricit Anneannesi kolay yetişmiyor:)Bana mücadele ruhumu kazandırdığın için,hep senin kadar güçlü olmaya alıştırdığın için teşekkür ederim anneanneciğim:) vee tabiiki Milka ve Merci çikolatalarlada tanıstırdığın için..:)

Canım ananem keske yanımızda olabılseydınde beraber yaş gününü kutlasaydık..Sana doya doya sarılsaydım.. dıyen Biricit ananesini telefonla aramaya gidiyor,üstünede bi kahve içmesi lazım..
resimler alıntıdır