10 Aralık 2011 Cumartesi

Ofiste Aşk Başkadır


Ofiste aşk başkadır..

Çalıştığı işyerinde aşık olup evlenen o kadar çok arkadaşım varki.Genelde evlenen çiftlerin tanışma yeri işyeri veya okuldur.Eskiden görücü usulü diye birşey vardı,tabii artık öyle birşeyin olduğunu sanmıyorum.En azından çevremde falan görmedim.

Peki ben neden işyerinden kimseyi bulamadım? Çünkü ben çalışırken sadece işime odaklanıyorum,işyerinde birini sevmenin,aşık olmanın iyi birşey olmadığını düşünüyorum.Şöyleki ; eğer işyerinde biriyle çıkmaya başlarsanız kariyerinize zarar verirsiniz,işinize odaklanamazsınız,her işyerindede yasak olan birşeydir aslında.Aşkı yasaklamakta çok ilginç birşeydir sanki insan kimi nerede seveceğini seçebiliyormuş gibi.Eğer işyerinde biriyle sevgili olursanız,sürekli onun çevresindeki insanları gözetlemeye başlarsınızki benim gibi araştırmacı gazeteci bir kişiliğe sahip biriyseniz zaten twitteriydı,msnydi,facebookuydu araştırıp araştırıp zaten bokunu çıkaran bir yapıdaysanız yandınız ! Onu işyerinde başkalarıyla konuşurken,işini yapmaya çalıştığını bildiğiniz halde kıskanırsınız.



İşyerinde sizin dedikodularınızı yapmaya başlarlar,dedikoduda en sevmediğim şeyler arasındadır,o yüzden bana göre değil işyerinde aşk olayı.Çünkü ben kendimi biliyorum hem onu kıskanırım,hem işyerindeki dedikoducularınında ağzının payını veririm,bu seferde kötü olan ben olurdum.Mesela sevgilinizle tartıştınız,kavga ettiniz,ertesi gün yine işyerinde karşılaşıyorsunuz.Yada diyelim anlaşamadınız ve ayrıldınız,hergün işyerinde onu görmek size acı vermez miydi? Yada ilişkiniz ilerledi ilerledi ve evlenmeye karar verdiniz.Şimdi ne olacak?Birinizden birinin işyerinden ayrılmanız gerekiyor,çünkü aynı işyerinde evli çiftler çalışmıyorlar tabii işyerinin sahibi patronu falan değilseniz.Ya zaten evli olupta aynı işyerinde çalışmakta insanı bunaltır yaa o ne öyle,eve git işe gel aynı yüz,çokta huzurlu bir ilişki olmaz.Bu açılardan baktığımda işyerinde biriyle sevgili olmak bana olmayacak bir ihtimal olarak geliyor,asla yapamam.Ama bu şekilde ilişki yaşayanlarıda kınamıyorum hatta alkışlıyorum iyide yapıyorlar bence.Ama tehlikelerinide farketmelerini ona göre davranmaları gerektiğini düşünüyorum.

Bir mağazada çalışıyorsanız mesela nişanlandıysanız,birinizi farklı bir mağazaya gönderiyorlar.Evlenince aynı mağazada çalışmanız yasak.Bu şekilde evlenen çok yakın bir dostum var ve çok mutlu oldu.Şu andada bir kızları var,gerçi arkadaşım evlendikten sonra tazminatını alıp işten ayrıldı,çalışmayı seçmedi ama çok mutlu Allah bozmasın.Darısı bütün bekarların başına,tabii benim gibi cesaretsizseniz zor :)

Not:Bu hafta izlediğim filmleri size aktarmak istedim,kesinlikle izleyin.
Musallat 2: Benim gibi korku,gerilim filmi fanatiğiyseniz Türk filminden korku filmi mi olur,çok saçmalıyorlar hayatta izlemem diye düşünebilirsiniz.Çünkü bende öyle düşünmüştüm.Ama bu sefer Türk sinemasında gelişmeler olmuş,biraz daha gayret ve çalışmayla bence güzel filmler yapabiliriz.Musallat 2 de ürktüm,gerçekten korku öğeleri var ve olayın gerçek olmasıda insanı etkiliyor.
Dedemin İnsanları: Romantik,duygusal,dram filmlerini sevmem aslında,arkadaşımın çok yoğun isteği üzerine izledik filmi.Konunun gerçekten yaşanmış olması,anne tarafımın da göçmen olması,belkide yaşarken gördüğüm anneannemin ve babaannemin hayatlarıda böyle miydi?diye düşündüğüm,hayatım boyunca göremediğim iki dedem içinde izledim filmi.Dedelerimi tanımak isterdim,bir kezde olsa görmek isterdim,Allah ikisinede rahmet eylesin.Çetin Tekindor'un oyunculuğu zaten harikaydı.Filme girerken arkadaşıma 'sen ağlarsın şimdi hehehe' diye dalga geçerken,filmi izlerken ağlamaktan helak oldum.Fevkaladenin fevkinde bir film ailecek izleyebilirsiniz.

Ağlamaktan helak olan biricit,efkarlanıp bir sigara daha yaktı ve tvdeki dizilerini izlemeye gitti.
resimler alıntıdır.

8 Aralık 2011 Perşembe

Her Kadın


Her kadın; 'ferhunde'dir aslında.. Hain planları vardır içinde,belki birine zarar vermek için değilde sırf bencilliğinden,sırf kendisi mutlu olmak için başkalarını zor durumda bırakmak isteyebilir.Yada başkalarına zarar vermek için,belkide onlardan intikam almak için 'kara melek yasemin' olabilir bir kadın..Her kadın; 'iffet'tir bazen..Sever ve karşısındaki adam hem onunla oynayıp,hemde onu başka şeylere tercih etmiş olabilir.Bazı zamanlarda 'fatmagül'dür bir kadın.. Onun kadar masumdur aslında..

Her kadın; 'şehrazat'tır aslında..çocuğunun hayatı için herşeyini verebilir..Her kadın 'cemile'dir aslında.. Ailesini bir arada tutmak için herşeyi yapabilir.Her kadın 'hürrem'dir aslında..Sevdiği erkeği kimseyle paylaşmaya izin vermez..


Her kadın; 'feriha'dır aslında..kendi içinde bile kendine söylemediği yalanları vardır.. Bazen 'hayat'tır bir kadın,hayat kadar acı dolu..
Her kadının içinde bir 'ada' vardır,kimsenin bilmediği yada bilipte belli edip hatırlatmadığı,ama sonuçta her kadının içinde sakladığı unutamadığı,kazığı yediği bir 'ıssız adam'ı mutlaka vardır.Ya benim anlamadığım şey,bir kadın yaprak dolması yerken sen kalk kadına 'haydii ayrılıyoruz 'de,yahu hiç mi utanmıyorsun o anda denilir mi?Kadın iyikide boğulmadı,en hassas anda,o dolmaları yerken..
Ve benim anladığım şu ki; erkeklere iyi davranılmamalı,hatta süründürülmeli.O zaman kıymetli,değerli oluyoruz.Yüz verince astar isteniliyor,değersiz sanılıyoruz sanırım.En iyisi kimseye değer vermeyelim diyeceğim ama iyi insanlarda vardır hayatta.O zaman şöyle diyelim,hakedene hakkettiği değeri vermeli,haketmeyene ise eşeğin kol düğmesini verelim.
Her erkek; 'nihatdoğan' felsefesine sahip,birşeyler diyolar ama ne diyolar onu kendileride anlamıyor..(hiçbir erkek bu felsefeye sahip değilim demesin,az yada çok belirli oranlarda,nihat doğanın özelliklerinde,onun felsefesinde olduğunuzu kabul edin..)

Felsefik felsefik konuşan biricit,yeni okumaya başladığı kitabı 's*ktir et'i okumaya gitti.
resimler alıntıdır.

3 Aralık 2011 Cumartesi

35inde lolita..pardon gelin..


Malumunuz bloggerda yeniyim,olumlu olduğu kadar olumsuz tepkilerde aldım,teşekkür ederim.
İlginç,çok güzel bloglarla tanıştım,bazı bloglar çok hoşuma gitti hemen takibe aldım.Bazı bloglarlarsa o kadar itici geldiki,çok bunalımlı,depresyonlu,sürekli sevgilisiyle yaşadığı sorunları büyütüp büyütüp anlatan.Yahu seni sevmeyen insanla ne işin var,adam belliki seni istemiyor,niye şansını zorluyorsun anlamadımki?

Boşuna vakit kaybediyorsun ve boşyerede üzülüyorsun,mal beyinli misin nesin yahu?Hem mutlu olmak istiyorsun,hemde kendini mutsuz edecek şeylerle uğrasıyorsun.Sevebilirsin,aşkından ölebilirsin hatta..Ama o seni sevmiyorsa,istemiyorsa,sen onu hayatının,yaşamanın manası gibi gösterip,hala daha adamın niye kıçını kaldırıyorsun?Sevmeyene yol ver gitsin..O senin kalbinin,ruhunun güzelliğini göremediyse anlamadıysa,sen hala neden yırtınıyorsun,ne gereği var?Adam seni böyle EZİK,ağlak bir halde görünce sana acıyacak mı??Yooo aksine senin haline gülüyordur,egosunu tatmin ediyordur..Salak! Sana sadece salak diyorum,salaksın çünkü.. 

Bütün salaklar izlesin bu videoyu...( bende eski salaklardan olduğum için bende izleyeyim bari..Bak bana, bir ay sonra 30 yaşıma gireceğim,hala bekarım,belkide bende 35imde evlenirim..)



Kocayı bulsam bende böyle sevinirdim dedi ve efkarlanıp bir sigara daha içti biricit.
resimler alıntıdır.

28 Kasım 2011 Pazartesi

yönetici tipleri...


1-Vurdumduymaz,ilgisiz yönetici: Bu yönetici tipi genelde hiçbir yaptığınız işle ilgilenmez,başarılarınızı övgülendirmez,sizi kaale bile almaz.(almazsan alma lavuk,seni kim kaale aldı ki?)





2-Yalaka Yönetici: Bu yönetici tipi genelde bölüm sorumlusu,departman sorumlusu sayılan,hiyerarşide bir üstü tarafından yönetilen yöneticidir.Üst kademedeki yöneticiyi yıkamayı,yağlamayı çok sever.Yer yer yalakalıklarıyla,yer yer kendi çalışanlarından aldığı bilgilerle yönetimi etkilemeye çalışır.En önemli özelliği iyi biri gibi görünmesidir fakat sizi sattığı anda gerçek yüzünü anlarsınız.(yere tükürdüm onuda yalasana,Seden Gürel-Çalkala şarkısı sana yazılmış adamım)




3-Kullanmaya çalışan Yönetici:İşle ilgili hiç bir bilgisi olmamasına rağmen,sizin bildiğiniz şeyleri,yaptığınız işleri,kendi yapmış gibi üst yönetime bildiren kişidir.Siz sadece kullanıldığınız ile kalırsınız.(sakızımı lağıma attım,alıp çiğne)


4-Nazi Fikirli(erkekse Fredy Kruger-kadınsa Blair Cadısı) Yönetici:Bu yönetici tipi; çalışanını insan olarak görmez.Adeta sizi at yada eşek konumuna sokmaya çalışır.Sürekli size bağırır,çağırır bu şekilde disiplini ve iş düzenini sağlayacağını sanmaktadır.Sizin mola yapmanızı,yemek yemenizi bile istemez sizin sadece çalışmanızı,mesailere kalmanızı ister.Sürekli insanların içinde sizi rencide edici cümleler kullanarak,hem üzülmenizi hemde başkalarının sizi verimsiz görmelerini sağlar,üstüne üstlük moralinizide sıfırlar.Yaptığınız hiçbir işi beğenmez,nasıl bir portakalı sıkarsınızda suyu cıkarda posası kalır ya,o sızın o posanızıda sıkmaya calısır,hatta sizden sabun bile yapmayı düşünebilecek bir yapıdadır.(ekinler baş vermeden kör buzağı topallamaz,merci poku mu yii)





5-Cimri Yönetici:Bu yönetici tipinde,yönetici hem patrondur,hemde yönetici statüsündedir.Çalışanlarının maaşlarını zamanında ödemeyen,onların maaşlarıyla ne yaptığı belli olmayan yöneticidir.İşçiler maaş almayı beklerken,günler,haftalar,aylar geçmektedir.O kadar cimridirki ucuz çay,ucuz yemekle çalışanlarını mutlu ettiğini sanmaktadır.(ekmek bedava,su bedava,bedava yaşıyoruz bedava,beyinde bedava)





Umarım bu tipteki yöneticilerle hayat boyu karşılaşmazsınız.İyi yöneticilerde yok mu?Tabiiki var.Çok sevdiğim,tanıdığım,çalışan personelleriyle arkadaş gibi dost gibi olan yöneticilerde var.Yönetici dediğin önce insan olmalı,gerisi boş ve hikaye.

Yazıyı yazan Biricit,kendine demli bir cafeé yapmaya gitti,sizde yatın uyuyun,işe geç kalmayın,sonra yöneticiniz sizi sevmez.
resimler alıntıdır.