5 Kasım 2013 Salı

Watsons I Love Çilekli-MilkShakeli Krem


Watsons'tan bir önceki indirim zamanlarında aldığım bu krem; tıpkı çilekli milkshake gibi kokuyor:) I love serisi bildiğiniz gibi bloglarda reklamını oldukça sık gördüğümüz bir seriydi, hemen hemen herşeyi olan bu seriyi gördüğümde kesinlikle alıp denemeliyim diyerek büyük bir merakla Watsons'a girip almıştım. Duş jellerinden, kremlerine kadar her türlü kokusunun, farklı içeriklerinin bulunduğu bu kozmetik-bakım serisinin, çileklisini denedim önce ve dener denemez bu kremi aldım o kadar hoşuma gitti kokusu :)



Çok tatlı bir kokuya sahip olan bu krem gerçekten de cildi iyi nemlendirmesinin yanı sıra; birkaç damla kullandığınız takdirde yetiyor, fazlası aşırı yağlı ve emilim açısından sürülmüyor, birkaç damlayı, masaj yaparak cildinizde, ellerinizde uygulayabilirsiniz.Cildinizin yumuşamasını ve çok hoş kokmasını sağlıyor o kadar hoş bir koku ki kremi yemek üzereyim tatlı niyetine :))




Biricit; Watsons Millshakeli ve Çilekli Kremini çok sevdi:)

3 Kasım 2013 Pazar

Umut Dolu Bir Kitap


Umut Dolu Bir Kalp; Kim Vogel Sawyer'in bir kitabı. Eğlenceli, macera dolu bir kitap olduğu kadar; son sayfalarını hızlıca okuyabildiğim başlarda hem vakitsizlikten hem de biraz sıkıcı bulduğumdan pek fazla okuyamadığım bir kitap oldu. Ama kitabın ortasını geçince kitap hızlanmaya, macerası ve sürüklemesi de fazlalaşmaya başlayınca acaba ne olacak ne olacak merak ederek okuduğum bir kitap oldu. 




Bir okul düşünün; bu okulda evlenmemiş bekar kadınlar, yine kendileri gibi bekar erkeklerle evlendiriliyor. Hattie teyzenin evlenme okulunda; Doğu'dan gelen kadınlar, Batı'daki çiftlik sahipleriyle, Batı'nın yaşama şartlarını, çiftlik hayatını öğrendikten sonra yani eş olmaya yarayacak şeyleri öğrendikten sonra evlendiriliyorlar. Tabii ki beş kız öğrenci arasında dedikodular, çekememezlik, kıskançlık vb. gibi durumlar da oluyor. Kitabın baş kahramanı Tressa ise; hayatının ikinci şansını yakalamak için, teyzesi ve dayısı tarafından zorla ve biraz da mecburiyetten bu çiftliğe geliyor ama sonra Tressa'yı çiftlikte ne maceralar ve olaylar bekliyor, Allah'ın onun için planlarını sabırla bekleyen Tressa biraz bana benziyor aslında:) 

Beni etkileyen sözler ise kitapta; 

*Dua mı?
*Elbette dua.Küçük hanım,Tanrı'nın senin için özel planları var ama seni yönlendirmesine izin vermek yerine her şeyi kendin halletmeye çalışarak istemeden de olsa bunu mahfediyorsun gibime geliyor.Tanrı; işleri bizim olmasını düşündüğümüz gibi yapmaz. O işleri daha iyi hale getirir. Ve onun yolunu izlersek bizim için en iyisini keşfederiz. Tanrı senin sadece ikinci iyiyi beklemene değil,onun en iyisini bulmana yardım etmek ister..

Biricit'i bakalım hayatında ne planlar bekliyor?

2 Kasım 2013 Cumartesi

Golden Lady Terracotta Pudra No:11


Golden Lady Terracotta Pudra (ıslak ve kuru) No: 11 pudramın en sevdiğim özelliği cildi kapatıcılığının iyi olması,bunun dışında en sevdiğim özelliği ise; yüzeyinde ki simleri oldu. Pudra cilde uygulandığında; simleri ciltte yapay bir görüntü oluşturmuyor, bunu sevdim. Bazı pudralar veya simli allıklar ciltte aşırı bir parlama yapıyor, ay parçası gibi  duruyor o yanaklar bence hoş bir görünüm olmuyor :) Golden Lady Terracotta Pudra  ise doğal bir kapatıcılık sağlıyor. BB kremim sonrası cildime pudra uyguluyorum her zaman ve kullandığım en güzel ürünlerden birisi diyebilirim. Hem mat hem de sedefli/simli oluşu cildimde doğal bir görünüm sağladı. Aynı zamanda içeriğinde E vitamini olması; cildimi kurutmadan sürmemi sağladı. Vücut içinde uygulabiliyor olması da güzel; mesela önemli bir davete gittiğimiz zaman işimize yarayacak özelliklerinden.Islak ve kuru bir şekilde de uygulanabiliyor fakat ben kuru şekilde kullanıyorum.



Duruşu bu şekilde;

Bileğimdeki duruşu da bu şekilde; Simleri ile yanaklarımda da çok hoş bir görüntü oluşturuyor:)




Golden Lady Terracotta Pudra; bir çekilişten kazandığım bir üründü, fiyatını bilemiyorum ama tavsiye edeceğim ürünlerden.

Biricit Golden Lady Pudrasını çok seviyor..

1 Kasım 2013 Cuma

Benim Dünyam


Kış sezonu başladı ve arkadaş grubumla sinema seanslarımızda başladı çok şükür:) Yazın sinemaya gitmiyorum pek ama kışın bir ihtiyaç gibi hissediyorum. Aslında korku ve gerilim filmleri favorilerimdir fakat en yakın arkadaşımın 'ben korkmak istemiyorum, ağlamak istiyorum ben :( bu film çok güzelmiş buna gidelim bunaaaaa!' demesi üzerine arkadaşımı kıramazdım tabii ki:) Arkadaşım, kız kardeşi ve ben geçen akşam izledik bu güzel filmi. Mendillerimizi zaten film başlarken arkadaşım dağıttı, alın bulunsun diye.. Zaten son yıllarda filmlere giden kitleye bakınca, ya çok güldürecek film veya çok ağlatacak. 





Filmin fragmanına dahi bakmadan gittim filme, sıkıcı bulacağımı umuyordum açıkçası ama oyuncuları cezbetti beni ve ciddi anlamda diyorum, ağlayacağımı düşünmedim. Ama arkadaşımda bende salya sümük kalakaldık. Film bir aşk hikayesini anlatmıyor, yani 'evim sensin' tarzında bir film değil.Metroport'ta akşam seansında arkadaşımın ve benim hüngürdeyerek ağladığımız, kız kardeşinin ise 'ağlıooolar hehheehhe' diye dalga geçip, filmin sonunda göz yaşlarına hakim olamadığı 'Benim Dünyam' filminin başrol oyuncuları; Beren Saat, Uğur Yücel, Ayça Bingöl, Melis Mutluç, Hazar Ergüçlü, Yasemin Conka, Erdal Küçükkömürcü, Turgay Kantürk.

Konusunu kısaca anlatacak olursam; filmi duyanlar duymuştur 'Black' isimli bir filmden uyarlanmış bir film. Zaten filmin başında da uyarlandığı söyleniyor.Black'i seyretmedim yorum yapamam fakat bu film gerçekten de çok duygusal sahneler barındıran, ağlatan bir filmdi. Kör ve sağır bir kızın, hayatla mücadelesini anlatıyor film. 2 yaşında ailesinin bu durumu öğrenmesi fakat ona nasıl davranacaklarını bilemeden 8 yaş civarına getirmeleri, sonrasında ise; kızın babasının onu akıl hastanesine yatırmaya çalışması ama karşılarına konusunda uzman bir öğretmenin 'hoca'nın çıkması ile, kör ve sağır kızın hayatındaki değişimler anlatılıyor, tabii ki sonu sürpriz ve bana hayatla ilgili şeyleri çağrıştırdı bu film. Aşk mesela çok mu önemli veya yaşamımızı düşündüğümüz de ne daha önemli sizin için? Bir umudunuz var mı mesela? Hayatınız da ki en önemli şey ne sizin için? Yaşamak mı, bir şeyleri başarmak mı? İnsanlara sadece insan olduğu için değer verdiniz mi? Yoksa bazı özelliklerine göre mi değer veriyorsunuz? 

Sanırım en çok ağladığım sahne; 'bir gün gelin olamayacağımı biliyorum' sözlerinin geçtiği, kör ve sağır Ela'nın kardeşine yazdığı mektup oldu.. Hüzün dolu, duygusal bir film, duygusal-dram türünde ki filmleri sevenlerin mutlaka izlemeleri gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Ayrıca benim gibi filmle ilgili ön yargılı insanlarda mutlaka izlemeliler. Aynı zaman da 8 yaşındaki Ela'yı (Melis Mutluç) oynayan oyuncunun performansı harikaydı bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Biricit derki; benim dünyam filmi kesinlikle izlenilmesi gereken filmlerden.